Bu gün Erdoğan’ın başarıları Bolu’da alkışlarla ve merakla konuşuluyorsa eğer, bu gerçekleri irdelemek gerekir.
Artık, “Mızraklar” çuvalların içinde saklanmak için değil,
Avrupa’da, Dünyada insanlığın önüne sunmaktan geçtiğini bilmekte yarar var.
Derviş Erdoğan, Bolu Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü (GSİM) bünyesinde tekvando antrenörü ve aynı zamanda Milli Takım antrenörü olarak görev yapmaktadır. Kendisi aynı zamanda milli bir sporcudur.
Derviş Erdoğan’ın hayat hikayesinde de, sıkıntılar, acılar, gerçeklerin yanısıra, Erdoğan’ın hayalleri ve büyük idealleri ve iradesi vardır.
Derviş Erdoğan ve Yusuf Efe Mızrak’ın İlham Veren Hikayesi
Derviş Erdoğan, 14 yaşında spora başlaması, ekonomik sıkıntılarından Lise öğrenimini bırakması, Kick Boks sporuna dört elle sarılması, sporcu olarak çok çalışması 2005 yılında Türkiye şampiyonası ve Dünya şampiyonasına katılması hayatının dönüm noktasıdır.
Çalışmaların karşılığı olarak, milli takımda, dünya 3. lüğü vardır.
Sonralarında ise, eğitim hayatına yeniden yön vererek, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği bölümüne girerek, halen bu bölümde okumaktadır.
Yetiştirdiği birçok milli sporcu bulunmaktadır. 2025 yılında öğrencisi Yusuf Efe Mızrak'ın Gençler Türkiye Taekwondo Şampiyonası'nda şampiyon olmasıyla antrenör olarak da önemli bir başarıya imza atmıştır.
Geçenlerde de, Derviş Erdoğan'ın öğrencisi olan Yusuf Efe Mızrak, Avrupa Kulüpler Tekvando Şampiyonası'nda şampiyon olmuştur. 16 yaşındaki Yusuf Efe, Estonya'nın başkenti Tallinn'de düzenlenen şampiyonada +78 kg kategorisinde altın madalya kazanarak büyük bir başarıya imza atmıştır.
Yusuf Efe Mızrak’ın, Avrupa Kulüpler Şampiyonası'ndaki bu başarısı, onun uluslararası alandaki ilk büyük başarısıdır. İnşallah bu sıçrama tahtası ile Milli marşımızı Dünyanın zirvesine de taşıyacaktır.
***
DERVİŞ ERDOĞAN’IN EN BÜYÜK SİLAHI
Sayın Hocamızla 2010 Yılında Bolu Yunus Emre İlkokulu Müdürü iken, bizi ziyaret ettiğinde tanıştık. Sağlık Mahallesi o zamanlar daha gelişmesini yeni yeni sürdürdüğü bir ortamda, Sayın Erdoğan, okulumuza “TEBESÜMLER” ederek ziyaret geldi. O zamanda zarif ve kibardı. Tevazu sahibiydi. Hiç ben demedi. 10-15 sporcu aradığını ifade ettiğinde, biz O’na 100 aşkın öğrenci bulmuş ve Okulumuzun zemin katında çoktan çalışmalara başlamıştık bile.
Çalışma videolarını sosyal medyada yayınlamışız. O videolar bu gün de halen yayındadır.
O zamanlar, Sayın Erdoğan da,
Çelik gibi bir irade, mükemmel bir tevazuu, harikulade tebessümleri, geleceğe dair büyük hayalleri vardı.
Yıl 2025, Erdoğanda var olanlara bir bakalım:
Çelik gibi bir irade, mükemmel bir tevazuu, harikulade tebessümleri, geleceğe dair büyük hayalleri var.
Geçen zaman sürecinde, karakterinde, hedeflerinde en küçük bir sapma yok. Bu gün 100 lerce talebesi varsa eğer, bu başarının temelinde en büyük silahı iddia ediyorum, “tebessümleri, çalışma iradesi ve hayalleridir. Öğrencileri önce insan ile sonra çalışma ile karşı karşıyadır.
***
YUSUF EMRE MIZRAK’I KARŞILAMA TÖRENİ
Bir ay kadar önce Avrupa Şampiyonu Yusuf Emre Mızrak’a, gönülden, samimi, içten, abartısız ve gönüllere hitap eden bir karşılama töreni düzenlendi.
O törene katıldım. Zaten Yusuf Emre Mızrak’ı tanıyor, hem de öğretmen olan kıymetli annesi Özlem Hanımefendi ile aynı okulda birlikte çalıştığımızdan, sonsuz saygı duyuyordum.
Bolu Valimizin anlık gelişen olaylar nedeniyle katılamadığı törene
Bolu Gençlik ve Spor İl Müdürü Emrullah Güler, ASKF Başkanı Cemalettin Metin,, Bolu Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Şube Müdürlerinden İlhan Şimşek, Muzaffer Özdoğan, Metin Gatfar, Kulüp Müdürü Erhan Yüceer, Bolu Çizmecioğlu Anadolu Lisesi Müdürü Bayram Yıldız, Yusuf Efe Mızarak’ın ailesi, 100’lerce bu spora emek verek sevimli öğrenciler, kıymetli veliler Ve tabii ki kıymetli Hocamız Derviş Erdoğan Bey katıldı.
***
EMRULLAH GÜLER FARKI
Bolu Gençlik ve Spor İl Müdürü Emrullah Güler Beyi çalışmalarını bire bir görebildiğimiz gibi, yaptığı ve yapacağı çalışmaları günlük, anlık önümüze sunan sosyal medya whatsapp gruplarından takipte zorlanıyoruz. Emrullah Bey, önce hizmetlere kendi koşuyor, ekibinide tebessümler ve sonsuz güvenle sevk ve idare ediyor. Yasal güçlerini değil, insani güçleri daha etkili oluyor.
Mesai mefhumu bulunmayan Sayın Güler’in çalışma temposuna kaldırabilmesindeki yegâne güç, insan ve mesleğine ve işine olan sevgisidir. Sayın Güler’in ve ekibinin en büyük gücü de elde edilen başarıları hazmetmeleri ve bundan Bolu, vatan, bayrak için onur duymalarıdır.
Bu programda da şampiyona altın hediyesini taktıktan sonra, orada hazır bulunan 100 lerce gencimize yaptığı konuşma başlı başına bir manifesto idi. O konuşmanın videosu çekildi. O konuşma, her bir sporcu çocuğumuza, evladımıza bu videolar izlettirilmelidir.
O törenden önce, görüşlerini açıklayan Bolu Çizmecioğlu Anadolu Lisesi Müdürü Bayram Yıldız Beyin, öğrencisi Yusuf Efe Mızrak için ifade ettiği nazik ve hikmet dolu ifadeleri Bolu’daki bütün öğrencilere mutlaka izlettirilmeli ve iletilmelidir.
Yusuf Efe Mızrak bu sporu yaparak, hem Avrupa şampiyonu olmakla kalmamış, 16 yaş ruhundaki muhteşem olgunluğunda günlük yaşamında, ayna misali gösteriyor.
İl Müdürü Sayın Güler beye, Şube Müdürlerinin yanında, ölçülü, izanlı, seviyeli ve olgun davranışları ile Hakiki büyüklerine nasıl davranacağını Yusuf Emre Mızrak “HAL” ilmiyle mükemmel gösterdi. Yani Efe Mızrak, Erdoğan’ın aynasıydı.
Nasıl şampiyon olduğu sorulduğunda, “mangalda kül bırakmayan cümleler” yerine,
Ailesinin fedakârlıklarını, Derviş hocasının kıymeti ve hedefleri için haftanın 6 günü sürekli çalışmalarını, yılmama ve inancında en küçük bir sapmanın olmadığını ifade etmesi, salonuna, orada çalışanlara ve oradaki diğer minikleri ve çalışma arkadaşları saygı duyması, Kurum büyüklerinin üzerinde ki emeklerinin farkında olması, Bayrağa olan inancı ve Ülkesine olan sevdasını yansıttı.
16 yaşındaki bir delikanlının sporla birlikteki ruh olgunluğunu, bundan daha iyi ifade edebilecek başka bir cümle de şu:
Derviş Hocanın muradı, hedefi, hedef tahtası neyse, Mızrakın yönü, bakışları, kalbi, saplanacağı hedefi aynı olunca, karşımıza bir Avrupa Kıtası için de var olan, tek bir madalyayı “Bolu’da görebilme” şansınız oluyor.
Bu başarı başta gençlik ve Spor Bakanlığından tutun da Bolu Valilik Makamı, Gençlik ve spor İl Müdürlüğünün hedefleri, Hocalarında başarı için didinmesi geliyor.
MAKSADIMIZ NEYDİ
Yiğidin hakkını yiğitlere sunmak, çevremizde binlerce kötü haberin içinden gonca gül gibi bu haberi sizlere aktarabilmekti.
Gazetelerin 3. Sahife haberleri artık 4. 5. 6 sahifeleri de doldurmaya başladı. Sabah kuşaklarındaki sapık ilişkiler içindeki kişilerin topluma enjekte edildiği bu zaman da, içimizden gelen, içimizden çıkan Yusuf Efe gibi evlatlarımızı
Okul Müdürlerine, öğretmenlere, Öğrencilere ve kıymetli ailelere ifade edebilmek en büyük amacımızdır.
Yusuf Efe Mızrak, hepimiz gibi sade yaşayan, Kıymetli Harun Bey ve Özlem Hanımın 2 kıymetli evladı olarak bu kaldırımların çocuğudur. Yani bizler gibidir. Bizler de zaten onlar gibiyiz. Farkımız mı?
Yusuf Efe’nin en büyük silahı ise çalışmaktır. Ailesinin inanmışlığıdır. Hocasını ötelerin ötesini gösterebilmesidir. Sabırdır. Beklemektir. Özlemektir. Tevekkül edebilmektir.
Bilirsiniz, Allahüteala “çalışana veririm” diyor. Allahüteala demişse akan sular durur.
Uzun yazarak başınızı ağrıtmaktan ziyade,
Çocuklarımız için, bayrağımız vatanımız ve dinimiz için, bu gün Allah için ne yaptın sorusuna birlikte cevap bulmaya çalıştık.
Çocuklarımızı egolarla, benim çocuğum seralarındaki sunni koruma şemsiyeleri ile değil, hayatın gerçekleri içinde planlı ve çok çalışarak, rasyonel olarak, geleceğe hazırlamak durumundayız.
Çocuğunuzu seviyorsanız eğer, kitaplarla, sporla edebi ve milli değerlerle, gerçek tarihimizle, peygamber efendimizle, Eshabı kiramla, İmamı azamla, osmanlıyla tanıştırmamız gerekli.
Bu arada eninde sonunda gideceğimiz “ötelerin ötesine de” hazırlanmakta geç kalmamalı.
****
Bolu’nun sakin sokaklarında, bir spor salonunun içinde, bir usta ve çırağının hikâyesini yazmaya çalıştık.
Derviş Erdoğan, Bolu Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nde taekwondo hocası olarak görev yapan, nezaketi ve çalışkanlığı ile herkesin takdirini kazanan bir beyefendi.
Yusuf Efe, taekwondoya dair hiçbir bilgisi olmadan Derviş Hoca’nın ellerine teslim olmuş bir genç.
Bugün ise Avrupa Kulüpler Şampiyonu unvanını göğsünde taşıyor.
Bu, sadece bir spor başarısı değil; bir öğretmenin inancı ve bir öğrencinin kararlılığı ile yoğrulmuş, duygu dolu bir zaferin öyküsü.
Yusuf Efe Mızrak,ın babası Sayın Harun Mızrak’ın ifadesi:
Taekwondoya başladığında, ne bir tecrübesi vardı ne de bu sporda neler başarabileceğini bilen bir hayali. Ama Derviş Hoca, Yusuf’un gözlerindeki o kararlı kıvılcımı fark etti. “Bu çocukta bir şeyler var,” dedi ve ona inandı. İşte her büyük başarının ilk adımı, birinin size inanmasıdır.
Yusuf Efe, Derviş Hoca’nın rehberliğinde adım adım ilerledi. İlk günler zordu; düşmeler, yorulmalar, pes etme noktasına gelen anlar… Ama Derviş Erdoğan, her zaman orada, öğrencisinin yanında oldu. Onun sadece fiziksel gücünü değil, ruhunu da eğitti. “Yusuf,” derdi, “kazanmak için önce kendine inanmalısın.” Bu sözler, genç sporcunun kalbine işledi.
AVRUPA ŞAMPİYONLUĞU
Avrupa Kulüpler Şampiyonası’nda geldi. Hiçbir bilgisi olmadan bu yola çıkan genç, artık minderde rakiplerini bir bir deviriyor, Türk bayrağını göklere taşıyordu. Şampiyonluk anı, sadece Yusuf için değil, Derviş Erdoğan için de bir gözyaşı anıydı. O gözyaşları, yılların emeğinin, sabrının ve inancının bir yansıması değil midir?.
Yusuf Efe, sadece bir madalya kazanmadı; hocasının ona olan güvenini, sevgisini ve öğretilerini tüm dünyaya yansıttı.
Derviş Hoca ve Yusuf Efe, bize şunu öğretiyor: Başarı, yalnızca madalyalarla ölçülmez. Asıl başarı, bir insanın hayatına dokunmak, ona bir yol göstermek ve o yolda birlikte yürümektir.
Bolu’dan Avrupa’ya uzanan bu yolculuk, işte bu gerçeğin en güzel kanıtı.
DİĞER HOCALARIMIZA DA SELAM OLSUN
Başarılı her hocamızı topluma arz etmek, onlardaki ideali çocuklarımıza kazandırmak görevimizdir.
Başarı en baştan başlar. Ölçü budur.
Hepimiz, peygamberlik mesleğini icra ediyoruz.
Emanetlerimize sahip çıktıkça,
Bu vatan batmayacaktır.
"Sahipsiz olan vatanın batması haktır.
Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır."
…
Başarı geldikçe, tevazu bize en çok yakışandır.
45 Yıllık Mesleki tecrübemden ve idareciliklerimden şahit olduğum bir gerçeği de yazmak zorundayım.
Başarı bazen iyi hazmedilmediğinde insanları zehirler. Bu zehirlenmenin tedavisi de çok zordur. Ve Nefreti başlatır.
Neyse,
Bütün Hocalarımıza, öğretmenlerimize, idarecilerimize sonsuz saygılarımızı arz ederek,
Derviş Erdoğan ve Yusuf Efe Mızrak’ın İlham Veren Hikayesi sonrası,
Başka yazılarımızda sizlerden “hürmetle” bahsedebilmek dileklerimizle.