Son beş yazı;
“Her canlı ölümü tadacaktır” Ama intihara gidiyor gibi gitmek çok fena!
“Girdap” Girdik, kurtulması kolay değil, dikkat!
“Tadımız tuzumuz kaçmasın” Artık iş detaylara kadar indi. Detaylarda kaçırdıklarınızı üçüncü gözlerden mutlaka almalısınız!
“Geç olmadan” Bundan sonra ne kadar milli o kadar iyi. Egolarınızı hemen terk edin!
“İyiye gidiş var da” Yetmez! Takım bundan gayri şampiyonluğa oynayan takımlar gibi performans göstermeli.
Ve geldik bu haftaya.
Bence yine rakibe göre oynamayan, panik halinde sadece “galip gelmeliyiz!” duygusuyla sahaya çıkartılan ama hem kafada hem de vücutları buna hazır olmayan oyuncu grubu ve top kaybı yapıldığında “haydi bastırın!” diyerek kendine ayrılan bölgeden başlayıp otuz metre depar atan bir hoca.
Sonra, “kan değişikliği lazımsa ben varım!” Öyle mi?
Öncesine bir bakalım;
İçerde ilk yarının son maçı; Eskişehir.
İçerde ikinci yarının ilk maçı; Osmanlıspor.
Mutlak alınması gereken iki maç, düşme potasında iki rakip ve sen kendi sahanda sadece bir puan çıkartabiliyorsun.
“Bu takım bana yeter!” diyen adam esas bu iki maçtan sonra hesap vermeliydi. Kansa kan demeliydi. Ya da ne yaptığını gören, tabir caizse kanını ona göre dökenler olmalıydı. İkinci yarıya sarkan kan değişikliği artık kangrendi.
Yoksa arkasında ki Adanademir ve Erzurum maçlarından alınan birer puan inanın onların yanında çok masum. İki takımda kadrolarıyla bir üst lige çıkmaya namzet.
Bu hafta çıktığımız Altay maçı da kontrollü oyunun oynandığı bir karşılaşma olmalıydı.
Şimdi desem ki size “bari bir puan alsaydık”, eminim benim gibi havaya şapka fırlatırdınız.
Nereye geleceğim, milli de milli, olduğunca… Hissedecek, duygusuna değil gerçeklere göre hareket edecek. Benim yaptığım hesapları bundan sonra o da yapacak.
Her şeyiyle.
Al! Adam zora girince çıktı “kan değişikliği” deyiverdi. Biz diyeceğini ta ne zaman öngördük.
Bavulu aldı gitti mi kim takar Boluspor’u.
Ama milli olan öyle diyemez. Yanlışı oldu mu dışarı çıkıp yüzüme bakamaz. Benle ağlar, benle güler.
En önemlisi de üçüncü göz gibi şimdiye kadar yapılan yanlışlıkları görür ve düzeltir.
Girdaptayız beyler!
Bundan sonra çıkmak kolay değil.
Hazır takımlarla şampiyonluk yaşamış, düşme korkusuyla görev yapmamış sadece ara gazla takım motive eden, öfke kontrolü olmayan Osman Hoca’yla bu iş artık olmaz.
Hemen gönderin.
Düşeceksek biz bize düşelim kalacaksak da şanını biz sürelim.
N.Y.