

Altı haftadır galibiyete hasret Boluspor, bu hasretini dindirirken sıradan bir takımı değil, lig lideri Bodrum FK'yı ağırladı.
Ancak sahada gördüğümüz tablo, puan cetvelindeki sıralamaların ne kadar aldatıcı olabileceğini de bizlere gösterdi.
Bodrum FK,
Ligin zirvesinden deplasmana gelirken son haftalardaki Boluspor’un oyunundan çekinmiş olmalı ki; sahaya liderlik adına hiçbir iz bırakamadı.
Boluspor’a karşı,
Ürkek başlayan Bodrum FK, daha maçın başında yaptığı hataların bedelini ödeyeceğini yumuşak kulak uçlarıma gelen sıcak kıvılcımlardan anlıyordum.
Liço’ya yapılan hareketin “VAR” hükmüyle kırmızı kartla cezalandırılması, Bodrum FK adına çalınan ilk acıtıcı çan oldu.
Bodrum'u 10 kişi bırakan bu sert hareket, Boluspor'un ekmeğine yağ sürerken, sahanın yönetimini tamamen ev sahibine bıraktı.
Arnavut oyuncu, adeta bir maestro şıklığı ve kimliğinde takımı yönetmeye başladı.
Pas dağıtımındaki isabeti, oyunun hızını ayarlayışı ve doğru zamanda aldığı sorumlulukla, Boluspor'un eksik rakibe karşı kurduğu üstünlüğü kusursuz bir senfoniye dönüştürdü.
Boluspor galibiyetini sadece Liço'nun yönetimine değil, hocanın birebir eşleşmelerdeki isabet oranına ve takım kalma iklimine de bağlıyorum.
Bodrum FK’da tek göze çarpan isim, topu sürekli ileri taşımaya çalışan, defans oyuncusu Cenk Şen oldu.
Diğer tarafta, Bodrum’un atletik gücü yüksek Seferi’nin, Boluspor'un sağ beki Devran Şenyurt tarafından mükemmel bir şekilde kilitlenmesi, Bodrum’un hücum çeşitliliğini sıfırlayan kritik taktiksel bir zaferdi.
Bu üç gollü galibiyet, sadece 3 puanın ötesinde, iki güzide kulübün felsefesini de karşılaştırmama vesile oldu.
XXX
1931'de kurulan Bodrum FK’da,
Futbol oynayan, takım kaptanlığı yapan, yardımcı antrenör olarak da görev alan Burhan Eşer’i, kulüp kimliğini ve iç dinamiklerini önemseyerek teknik sorumlu yapmış.
Peki ya 1965'te kurulan, köklü Boluspor?
Şampiyonluklara giden yolda, başarı hikayesi yazan her takımın arkasında, o formanın değerini bilen, aidiyet duygusuyla yanıp tutuşan yerel kahramanlar mutlaka vardır.
XXX
O diil de!
Ancak tünelin ucunda bir ışık var: Teknik Direktör Ertuğrul Arslan.
Arslan'ın çıktığı tüm antrenmanlarda Boluspor arması ile yer alıyor olması, şehre, armaya ve renklere odaklı taraftarları ve beni ziyadesiyle mutlu ediyor.
Bence,
Bu ince davranışlar, takımın yeniden inşa sürecinin en önemli tuğlası olmaya aday gözüküyor…
Sonuç olarak;
Takım, evvelki hafta altı, sonra üç ve bu hafta sıfır sarı kart görerek, hocanın taktik ezberlerini sahada ne denli soğukkanlılıkla uyguladığını resmetmiştir.
XXX
Her maç özelinde;
Teknik direktörümüzün oyuncularına sadece taktiksel değil, aynı zamanda psikolojik ve ahlaki tembihleri de mükemmel bir şekilde aktardığını gözlemliyorum.
Bu sıfır kart başarısı, ve oyun anındaki istatistik veriler!
Boluspor artık sadece galip gelmiyor, aynı zamanda karakterini yeniden inşa ediyor.
Tek dileğimiz, sahadaki bu uyanışın, şehrin ekonomik ve sosyal desteğiyle de taçlanmasıdır.
XXX
Bu galibiyetin getirdiği umut dalgası sürerken, iki güzide kulübün (1965 Boluspor, 1931 Bodrum FK) arasındaki kimlik ve aidiyet farkını da göz ardı etmesek iyi olacak.
Bodrum FK,
Kulübün içinden yetişen eski kaptan Burhan Eşer'e teknik sorumluluk vererek kurumsal aidiyetini gösterirken,
Boluspor,
Ne kendi içinden bir kaptanı, ne de kulübün ruhunu bilen bir isme teknik adamlık noktasında görev verme fırsatı bulamıyor.
Ve Fakat
Sadece sportif aidiyet değil, ekonomik aidiyet de kanayan yaramız.
Tüm bu şartların ve oyunun yanında Boluspor, gerek göğüs, gerek şort ve kol sponsorluğu, gerekse diğer reklam alanları konusunda yerelden yeterli desteği alamıyor.
XXX
Boluspor,
Kültürel bir ihtiyaç, şehrin ortak değeri ve sosyal ve kültürel bir gurur kaynağıdır.
Kulübe verilen destek, marka değerinin yüz binlere, milyonlara ulaşması, şehrin isminin ulusal medyada sürekli yer alması demektir.
Yerel firmaların bu kültürel sorumluluğu görmesi ve Boluspor'a destek olması hayati bir gerekliliktir.
Yoksa,
Sahada kazanır ve/veya kaybederiz!
Sosyal alanlarımızı zenginleştiremez,
Kültürümüzü muhafaza edemez,
Sportif zenginliğimizi taçlandıramaz,
Marka şehir ufkumuzu yakınlaştıramaz isek sadece skora takılır kalırız.
Ama
Toplum olarak kaybederiz.
Takım galip gelir ama şehir her manada mağlup olur..
Meraklısına;
Takımın bütün oyuncularını üst düzey oyunlarından dolayı kutluyorum.
Esmer oyuncuların yükselen grafiklerini takip ediyorum. Arda’nın gol atmasına sevindim.
Onur Öztonga’nın tongaya düşmeyen oyun tarzını ve gelişen oyun aklını beğeniyorum. Kougba hatasız oynamaya alııyor.
Lima’nın daha fazla sorumluluk almasını umut ediyorum.
Doğan Can Davas benim için apayrı ve aykırı bir oyuncu ve bunu çok net şekilde söylüyorum ama sahada görmek ve şapkasından tavşan çıkaracağı maçları sabırsızlıkla bekliyorum.