17 Şubat nere, 13 Eylül nere?
7 ay geçmiş aradan Boluspor’u Atatürk Stadyumu’ nda görmeyeli. Boluspor’un Küçük Şehrin, Büyük Öyküsü şarkısı ile sahaya çıkmasını ÖZLEMİŞİZ.
Utku Cihan kardeşimizin, Boluspor’un takım kadrosunu o güzel sunumu ile seslendirmesini attığımız gollerden sonra tribünleri ayağa kaldıran, yürekleri coşturan gol sevincini ÖZLEMİŞİZ
Bir avuç taraftarın ‘Kırmızı şimşekler lay lay lay lay lay Boluspor ’ diye başlayan tezahüratları da…
***
Manisaspor maçında ilk defa seyircimiz önünde oynayacaktık ve bu maçı mutlaka kazanmalıydık.
Kazandık da…
Maçın ilk yarısı diğer maçlara benzemese de yine de fena değildi. Futbolcular diğer maçlarda ki gibi isteklilerdi. Aldıkları toplarda yengeç gibi yana yana gitmiyorlar, öne doğru oynuyorlardı.
Ve muhteşem bir organizasyonla gol de geldi.
Liço’ nun olmayışı orta sahamızı etkilese de ‘Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır’, anlayışı ile sahanın tümünde ve topun kaybedildiği her yerde savunma başlıyor, kazanılan toplar ile de organize hücumlara dönüşüyordu.
***
İkinci yarı ise ilk yarıda ki fena oynamayan Boluspor gitmiş, yerine başka bir takım gelmişti sanki…
Futbolcuların kendine olan güvenleri kaybolmuştu. Dar alanda yapılan kısa paslaşmalar ile başlatılan olgun ataklar yerini bir karmaşaya bırakmış, doğaçlama oynanan bir futbola dönmüştük.
Sathı müdafaa gitmiş, hattı müdafaa gelmişti. Ve her an bir gol yiyebilirdik ve de ancak Manisaspor’un kalecisinin yaptığı büyük hata ile ikinci golü atarak bir oh diyebildik.
***
Mustafa Hocamız maçtan sonra yaptığı açıklamasında ‘…Oyunsal olarak geçmiş maçlara göre geride kaldık. Çok iyi mücadele ettik. 5 haftayı baz alırsak en vasat oyunlarımızdan birini oynadık…’ demiş. Vasat futbolun nedenlerini mutlaka araştıracaktır.
Ben de oturduğum yerden birkaç değerlendirme yapmak istiyorum.
‘Sahamız kapalı olduğundan dolayı maçlarımızı dışarıda oynuyorduk. Dolayısı ile futbolcuların sığınacakları bir mazeretleri vardı ve rahatlardı. Bu maç ise içerde oynandı ve kazanılması gerekiyordu. Acaba ikinci yarı SKORU KORUMA BASKISI yaşamış olabilirler mi? diyorum.
‘Sezon başları her takım için zor, bu zorluğu biz de yaşadık. Ancak ÖLÜ SEZONU iyi geçirmiş olan bazı futbolcularımız oynadıkları maçlarda üstün bir performans gösterdiler. Diğer takımların futbolcuları da üzerlerine koyup geldikçe, bizim futbolcuların gerçek kaliteleri ortaya çıkıyor olabilir mi?’ diye düşünmekten kendimi alamıyorum.
Bu ihtimali yok sayıp, güzel bir pencereden bakıyor, ‘15 günlük milli maç arasında yapılan çalışmalar, bazı futbolcuların bu maçta ki performans düşüklüklerine neden olmuş olabilir. Yorgunluk yaşamışlardır. ‘ihtimaline bağlıyorum.
Sonra yedek kulübesine bakıyorum,’ çıkanla giren arasında ki kalite ve tecrübe faktörleri oyunumuzu olumsuz etkiliyor’ diye düşünüyorum.
***
Gelmiş olduğumuz bu nokta da; ‘şöyle uçuyoruz, böyle şahlanıyoruz’ diyerek camiayı sevindirecek mesaj verebilirim.
Ama ileriye yönelik bir mesaj verecek olursam gördüğüm şu;
Zirve yolculuğunda yarışacak bazı takımların sırtlarında, UÇMALARINA etki edecek yükler bizden daha AZ. Boluspor’un sırtındaki yükler ise pek ÇOK.
Bu yükler ile daha ne kadar UÇABİLİRİZ?
14.09.2025
Muharrem Demirel