Bu hafta milli maç arası olmasından dolayı maç yok. Futbol kamuoyu daha çok Fenerbahçe ve Arda’yı konuştu. 

Bayrampaşa’dan başlayan kariyer; Fatih Terim’le yaptığı prim tartışması, uçakta gazeteciye saldırı olayını kaldırırken, daha Sivas maçından sonra hakeme saldırı sonucunda aldığı rekor cezayı daha sindirememişken ünlü oyuncunun sporcu kimliği  başka bir travmayla sarsıldı. Öyle ki bu travmada; fiziki saldırı, silahla taciz ve Türk kültüründe affı olmayan namusa dokunuş olunca artık bitirici bir hale geldi. Sanırım genç oyunculara kariyerleri boyunca hata yapmamaları konusunda iyi bir örnek olarak tarih sayfalarında yer alacak, belki de ileride filmlere konu olacak. Fenerbahçe olayı ise bir çok kulüpte kapalı kapılar ardında yaşanan olayların bir bakıma dışarıya yansıtılması gibi. 

Belki de böyle büyük bir kulübün, bunca hafta sonra bulunduğu kötü durumun sindirilebilmesinin bir formülü...
Çiçeği burnunda başkanın hiç bilmediği işi; çok iyi bildiği kurumsal şirket yöntemiyle yönetmeye çalışması, bunun için attığı adımlar, birde bunlara eklenen ekonomik zorluk ve zorluğun dengelenmesi gibi etkenlerin getirdiği sıkıntılar bir anlamda paylaşılmak isteniyor. Böylelikle yönetim özellikle Başkan zaman kazanmaya çalışıyor. Umarım hem bunda hem de yönteminde başarılı olur. 
Bize gelince, çok şükür bu tip şeylerle uğraşmıyor, neredeyse baharı yaşıyoruz. Aldığımız sonuçlarla ileriye daha güvenle bakabilmemizi sağlıyor. Kendi sahamızda Altay ve Giresunspor’a kaybettiğimiz puanlar, cezalı duruma düşen ve sakatlanan oyuncu haberleriyle moralimiz biraz bozulsa da, yerimiz ve puan farkıyla bunu da atlatırız diye düşünüyorum.

 
Bu hafta oldukça önemli bir konuya değinmek istiyorum. 
Biliyorsunuz lig mayıs ayı biter, ağustos sonu gibi başlar. Arada ne kadar zaman var? Üç ay bile değil. Peki bu takım şampiyon olursa ki dualarımız ve beklentimiz bunun üzerine; bu takım süper ligin kriterlerini karşılayan hangi stadyumda oynayacak?
Sakarya’da mı Kocaeli'nde mi yoksa Karabük’te mi? Bu arada ligin ayağı kısaldığında ürktüğüm bir başka konu daha var, o da süper lige hazır olmama durumunu değerlendirecek derin lobiler.
Boluspor’u hazırlayın beyler, ona buna yem etmeyin. Hazır hale getirin ya da “hazır hale getiriyoruz” görüntüsü verin.
Birileri çıkıp “ne var bu stadyumda, burada oynarız” diyebilir, dedi de zaten. Adamı güldürmeyin, deprem enkazından bozma, orasına burasına takıştırmayla günü kurtardığımız, üstüne toprak kum ata ata üstü kurumuş manda gübresi halini almış çim üstünde, bizden olan yerel gazetecileri bile memnun edemediğimiz basın türbin ve olmayan çalışma odasıyla, takımların neredeyse manav esnafımız dükkan önünde sporcusunu otobüsten indirmek zorunda kalacak durumuyla bu statta süper lig maçı oynanmaz.
İstenen güvenlikse hiç sağlanamaz.
Muhataplara tekrar sesleniyorum; fındık kabuğunu doldurmayan, alt yapı binası tahliyesi gibi aslında gerçekleşmesi imkansız konularla milleti toplayıp basın açıklamaları yapmak, bu durumdan siyasi amaç çıkartmak, haddini bilmeden boyundan büyük işlere girmek yerine bir yol haritası ortaya koyarak mevcut stadyumun hazırlanması için gereğini yapın, yaptığınızı futbol camiasına gösterin.